13 Ocak 2014 Pazartesi

Trabzonspor Sportif A.Ş. (TSPOR) finansal durumu - Kasım 2013

Bir önceki yayınımızda Fenerbahçe Futbol A.Ş. (FENER)'nin 6 aylık mali raporlarını yorumlamıştık. Dilerseniz şimdi Trabzonspor Sportif A.Ş. (TSPOR)'nın raporlarındaki önemli noktaları bulmaya çalışalım.



Trabzonspor Spotif A.Ş. Fenerbahçe Futbol A.Ş.'nin aksine gelir ve gider kalemlerini detaylarıyla açıklamış. Bu bize gelirlerin nasıl geliştiğini daha net anlama şansı veriyor. Ayrıca bonservis gelir giderlerı Fener'de (şirketin borsa kodu) ayrı bir kalem olarak sunulurken, Tspor'da (şirketin borsa kodu) 'Esas faaliyetler' kalemi altında kaydedilmiş.

Satış gelirlerine baktığımızda, başarı/katılıma göre büyük fark yaratan Avrupa kupası gelirleri haricinde son 2 yıla göre pek bir değişiklik yok. Bütün gelirler rakip şirket Fener'e göre daha az. Diğer sportif şirketlerin raporları da açıklanınca aradaki farkları daha detaylıca karşılaştırabiliriz. Bence Tspor'da en dikkat çekici gelir kalemi 'stat hasılatı': 30 Kasım itibariyle sadece 3,5 miyon TL hasılat elde edilebilmiş. Bu Tspor'u rakiplerine göre çok geriye düşürebilecek bir durum.

Satış giderlerinde tek dikkat çekici unsur, futbolcu ve teknik heyet giderlerinin geçmiş yıllara göre 10 milyon TL artmış olması. Satış gelir ve giderleri mevcut halleri ile 14 milyon TL brüt zarara yol açmış durumda. Bu zarar easında Tspor şirketinde aynı kalıyor, sadece o yılki Avrupa performansına ve bu sayede kazanılan gelirlere göre bu zarar azalıyor, artıyor veya kara dönüşüyor. Tspor, satış gelir-gider dengesi için 6 aylık dönemde 30 milyon TL Avrupa kupası gelirine ihtiyaç duyuyor. Bu da şu an sadece Şampiyonlar Ligi katılımı ile mümkün. Diğer gelir gider kalemleri de eklenince Tspor'un 6 aylık dönem zararı 27,5 miyon TL'ye ulaşıyor.

Tspor için 'gelir ve giderler' paragrafını kapatmadan önce raporda dikkatimi çeken bir noktayı belirtmek istiyorum:


Alıntıdan anlaşılacağı gibi 'İl Özel İdare Müdürlüğü' şirkete 2 milyon TL bağışta bulunmuş. Kamuya ait bir kaynak özel bir şirkete neden ve nasıl bağış yoluyla aktarılır, bu işlem yasal olabilir mi bilmiyorum ama yasal ve etik açılarından sorunlu bir işlem değilse 'darısı diğer sportif şirketlerin başına' diyelim.


Yukarıdaki grafikten anlaşılacağı gibi Tspor diğer sportif şirketlerin aksine döviz değerlenmesinden kar sağlayabiliyor. Dövizin yüzde 10 değerlenmesi Tspor'a net yaklaşık 6,5 milyon TL kar sağlıyor. Bunun başlıca sebebi Tsporun banka kredilerinin döviz olarak değil TL olarak alınmış olması (95 milyon TL). Tabii muhtemelen kadrodaki oyunculara yabancı para üzerinden ödeneecek ücretler yukarıdaki tabloda dikkate alınmamıştır ama her halukarda TL üzerinden sağlanan banka kredisi kur riskini minimuma indirmiş durumda. Bu gelecek dönemlerin raporlarında Tspor'a diğer sportif şirketlere göre avantaj sağlayacaktır.

Tspor'un 30 Mayıs 2013 itibariyle kamuya 59 milyon TL borcu vardı (19 milyon TL yapılandırılan vergi borcu + 40 milyon 'ödenecek vergi ve fonlar': stopaj, KDV, damga vergileri ve gecikme faizleri). 30 Kasım 2013 tarihine kadar olan raporda 'Diğer borçlar' ve 'Çalışanlara sağlanan faydalar' kalemleri detaylarıyla açıklanmadığı için bu yükümlülük ne kadar değişti kesin bir bilgiye ulaşamıyoruz ama rakamlar bu kalemlerde toplamda arttığına göre bu borcun en azından aynı düzeyde kaldığını varsayabiliriz.

İlişkili taraflardan alacaklarda ise ilginç gelişmeler olmuş. Fener'de olduğu gibi Tspor, Trabzonspor Kulübü'nün sahibi olduğu TS Futbol A.Ş.'ye finansman sağlamış ve böylece bu şirket (yani dolaylı olarak kulüp) Tspor'a borçlu olmuştu. Bu borç 30 Kasım 2012'de 129 milyon TL iken 31 Mayıs 2013 tarihinde 92 milyon TLye düşürülmüştü. 6 aylık raporda bu borcun 30 Kasım 2013 itibariyle 73,5 milyon TLye indiğini görüyoruz:


Malı roporu denetleyen sorumlu, bu borcun geri alınabilineceğine ikna olmamış olacak ki, mali rapor için bu nedeni öne sürerek şartlı görüş belirtmiş. 31 Mayıstan itibaren borç, hisse satışı ve kulübe yapılan 9,5 milyon TLlik bağış sayesinde düşürülebilmiş. Bu bağışın nereden sağlandığı açıklanmamış. Bu kadar büyük bir meblağ özel bir kişiden temin edilmiş olsa mutlaka medyada yer alırdı diye düşünüyorum. Yine 'darısı diğer kulüplerin başına' diyelim, ama kulübün elinde satabileceği hisse kalmadığından ve her zaman 9,5 milyon TL bağış yapacak kişi/kurumlar bulması zor olacağından, bu borcun nasıl geri ödeneceği meçhul. Yakında SPK ve BİST Fener'de olduğu gibi bu borcun kapanması için baskı yapmaya başlayacaktır.

Raporda dikkatimi çeken son nokta şu bölüm oldu:


Normalde kulüpler (ve şirketler) sporcular için sigorta yaptırmak zorundalar. Uzun süreli sakatlıklar ve futbol hayatının aniden noktalanması gibi risklere karşı şirket kendisini garantiye almak ister. Sigorta kapsamında bir durum yaşandığında futbolcuya ödemeler sigorta tarafından üstlenilir. Gabric yaşadıgı trafik kazası yüzünden futbol hayatı noktalanmış (ya da Tspor bu düşüncede). Normalde sigorta devreye girmesi gerekirken yani Tspor için ayrıca maliyet oluşmayacakken Tspor oyuncu ile sözleşmesini fesh etmiş. Oyuncu da bunun haksız olduğunu belirtip 2,5 milyon Euro'luk tazminat talebiyle FİFA'ya başvurmuş. Bence bir oyuncu ile mevcut sözleşme karşılıklı anlaşmadan 'sen sakatlandın' ya da 'futbol hayatın bitti benim işime yaramazsın' diyerekten fesh edilemeyeceğinden Tspor FİFA tarafından bu parayı faiziyle ödemeye mecbur bırakılacaktır. Bu örnek 'acaba Tspor oyuncularına sigorta yaptırmıyor mu?' diye düşündürüyor. Sportif şirketlerin yönetim kurulları hem kur riskine, hem de varlıkların değer kaybına karşı (futbolcuların değer kaybı, oynayamayacak olmaları da bu kapsama giriyor) önlem almalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder